28 Kasım 2010 Pazar

Akhanlı Babaya Ağıt

AKHANLI BABA'NIN ANISINA AĞIDIMDIR


"Acı haber tez ulaşır" derler... doğruymuş ! Bugün, Şavşat'tan Almanya'ya, oradan Ermenistan'daki mahpusanemin yüksek nöbetçi kulelerinde otomatik silahlarıyla dikili turlayan onlarca gözlemci-gardiyanların arasından süzülerek, elektrikli tel örgülü kalınca duvarlarını bile olağandışı bir ivedilikle aşarak hücreme ulaşan acı haber nedeniyle duyduğum üzüntüden deliye dönüp, elimde olmadan attığım gayri insani çığlığa koşup gelen mahkûm arkadaşlar, derin bir sarsıntının şahitleri oldular. Helal süt emmiş, hayırlı bir evlat olduğu için, 87 yaşındaki ağır hasta babasını son kez görüp helalleşebilmek amacıyla yaşadığı Almanya'dan Şavşat'a gitmekteyken tutuklanarak, uzun aylardan beri Tekirdağ F tipi cezaevinde politik bir rehine olarak tutulan Doğan Akhanlı kardeşimin sevgili babasını bugün, 27.kasım.2010 sabahı kaybetmiş olduğumuzu öğrenmiş bulunuyorum.
Değerli evladına henüz ulaştırılmamış olan bu acı vefat haberinin bende yarattığı etkiyi herhalde en iyi "Vardaşen" mahpusanesinin mahkûmları sezinlemiş olacaklar ki, bir anda havalandırma avlusuna doluşan yüzlerce insan, gözyaşlarımı onlardan beceriksizce saklamaya çalışma çabalarıma aldırmaksızın, "değerli bir yakınını kaybettiğini duyduk, acını paylaşmak istiyoruz" diyerek beni birer-birer ve yürekten kucaklayarak metanet dileklerini ilettiler. Dar yerde bulunarak dar günlerin, alınyazılarıyla da mağdurluğa ortak olan mahpusane insanlarına mahsus sevinç ve acıda bir ve beraber olma duygusunu kelimelerle anlatabilmek gerçekten olası değil, onu sadece bizzat yaşamış olanlar bilir bilmesine de, Doğan Akhanlı'nın Ermeni halkının acısını samimi olarak hissederek, duygu ve düşüncelerini dürüst bir aydın olarak yazıp-yayınladığı birçok eserle geniş kitlelere ulaştırma "suçunu" işlemiş yürekli bir insan olduğu için cezaevine atıldığını, bundan aylar önce benden duyup da öğrenmiş olan adli suç mahkûmlarının, bugün onun babasını yitirmiş olduğunu öğrenmeleri sonrasında pek spontan gelişen, şaşırtıcı güzellikteki tavır ve davranışları bilinip-hatırlanması yazılmaya değer!
Mahpusanenin güzel sesli mahkûmları sayılan bazı arkadaşlar bugün AKHANLI BABA'nın anısına yüreklere işleyen ağıtlar, bazıları yanık uzun havalar söylediler, kimi inançlılar merhumun ruhu için dualar okudular, kimileri ateş yakıp, buhur tüttürdüler. Cenaze töreniyle merhumun toprağa verildiği ana kadar, Ermeni geleneklerinin bir gereği olarak Vardaşen'in tüm koğuş köşelerinde yakılı bulundurulan mumların hiç söndürülmeden hep yanabilmelerini sağlamak amacıyla, bu işin gönüllü tüm katılımcıları arasında görev tasnifi yapıldı ve onlar, bütün gün ve gece boyunca sırasıyla nöbet değiştirecekler. Bu paylaşım bence, en zor koşullar altında bulunan bir avuç Ermeni insanının bile, gerçek aydın Doğan AKHANLI'ya duyduğu saygıyı ifade etme çabalarındaki samimiyeti göstermekte olup, aslında o meyveyi vermiş olan ağaca, yani BABA AKHANLI'ya duyulan saygının en içten bir şekilde ifade edilmesidir.
10 ay önce ben de babamı yitirmiş, ama cenazesine katılmama cezaevi müdürlüğünce izin verilmemişti, Doğan'la kaderde de acıya ortak olmak yazgımızmış demek ki!Öyle ki, onun ruh halini kimse benim kadar derinden hissedemez, biliyorum. Acısı acımdır, yası yasım!... Biz acılarını yüreklerine gömmeye alışık insan çeşidine ait olduğunun bilincine ulaşanlardanız zaten de, buna rağmen tek dileğim kayıplarımızın acısını layıkıyla yaşayabilmek ve sevdiklerimizin yasını tutabilmek için bile özgür olabilmeye yeğlenen başka değerler olmadığına inancımı yinelerken, Doğan'ın gün evvel serbest bırakılmasını düşlüyor, istiyorum. BABA AKHANLI'nın ruhu şad, toprağı bol olsun, başta AKHANLI ailesi olmak üzere, tüm yakın ve dostlarının acısını paylaşıyor, yas tutanlara sabır, güç ve metanet diliyorum. Başımız sağolsun.


Sarkis HATSPANIAN
"Vardaşen" mahpusanesi, 27.kasım.2010
ERMENİSTAN