15 Mayıs 2011 Pazar

Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay'a 18 Yıl 9 Ay Hapis

Destek için İmza Formu İmza Listesi

Kanıt yok ama kanaat var!
Atılım gazetesi yazarı, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü Necati Abay, Marksist-Leninist Komünist Partisi (MLKP) davası çerçevesinde İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 yıl 9 ay hapis cezasına çarptırıldı. Mahkemenin gerekçeli kararında Abay’ın MLKP yapısı içinde hücreevlerinin koordinasyonundan sorumlu olduğu ileri sürülüyor.
Ancak, Necati Abay’a bu cezanın Atılım gazetesindeki yazarlık faaliyeti, Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu sözcüsü olarak sekiz yıldır yürüttüğü etkili çalışma ve bir aydın olarak çeşitli imza kampanyalarında oynadığı merkezi rol dolayısıyla verildiği açıktır. Birincisi, kararın gerekçesinde tam tamına şöyle denmektedir: “sanığın yasadışı MLKP örgütünün emir ve kumandaya haiz üyesi olduğu konusunda tam bir kanaat oluşmuş ise de; dosya kapsamında işlenen eylemlerle doğrudan bağlantısı ve iştiraki tespit edilemediği anlaşıldığından...” Görüldüğü gibi, mahkeme, Necati Abay’ın örgütle “doğrudan bağlantısı ve iştiraki” olduğunu tespit edememiştir. Sadece bu yönde bir “kanaat oluşmuş”tur. Yani ceza kanıt olmaksızın, kanaat temelinde verilmiştir.
İkincisi, Abay’ın yargılanması için gösterilen tek delil, bir zanlının avukatının bulunmadığı bir süreçte verdiği ifadedir. Zanlı daha sonra mahkemede ifadesinin işkence altında alındığını, ama ayrıca Necati Abay’ı tanımadığı için onun hakkında zaten hiçbir şey söylememiş olduğunu açıklamıştır. Yani ifadede Necati Abay aleyhinde yer alan dört satırlık pasaj polisin fabrikasyonudur. Polis, bu ifadeyi Nisan 2003’te mahkemeye sunmadan iki ay önce, Şubat 2003’te Necati Abay’ı Atılım gazetesindeki çalışmaları dolayısıyla gözaltına aldığında şöyle tehdit etmiştir: “Bombalama eylemlerinin haberini yaparsanız başınız beladan kurtulmaz. Böylesi haberler devam ederse Necati Abay, seni her an tutuklatabiliriz. Ne zaman tutuklatacağımıza biz karar vereceğiz.” Buradaki mantık çıplaktır: Abay, Atılım gazetesinin yayın politikası dolayısıyla polis tarafından otosansüre zorlanmaktadır. Bunu reddettiği içindir ki hakkında bir komplo kurulmuştur. Yani Abay’a ceza, gazeteciliğine cezadır.
Üçüncüsü, Atılım gazetesi yazarlığından bir aydın olarak çeşitli kitlesel kampanyalara kadar herkesin gözü önünde faaliyet gösteren bir yazarın “hücreevleri koordinasyonundan sorumlu” olarak görev yapması, her türlü gerçekçi değerlendirmeye aykırıdır. Abay, polis fezlekesi temelinde cezalandırılamaya çalışılmaktadır.
Düzene veya hükümete muhalif gazetecilerin mesleki çabalarının, bu insanların başka tür faaliyetlerle ilişkilendirilmesi temelinde cezalandırılması giderek yaygın biçimde kullanılan bir yöntem haline gelmiştir. Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın maruz bırakıldığı baskılar bütün kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmiştir. Ama daha da vahimi, bu kadar göz önünde yaşanmayan vakalardır. Necati Abay davası, başka tür suçların cezalandırılması bahanesi altında gazetecinin düşünce özgürlüğünün ayaklar altına alınmasının tipik bir örneği olarak belirmektedir. Mahkeme, Abay’ın itham edildiği fiile ilişkin delil bulunamadığını kendi gerekçesinde itiraf ettiğine göre ulaşılacak tek mantıklı sonuç, Abay’ın bir gazeteci olarak faaliyetleri dolayısıyla cezalandırıldığıdır.
Son dönemde başka gazetecilere verilen muazzam cezalar, durumun vahim bir noktaya doğru ilerlediğini gösteriyor: Azadiya Welat gazetesinin sahibi Vedat Kurşun’a 166 yıl, aynı gazetenin diğer sahibi Emine Demir’e 138 yıl, Atılım gazetesi eski sahibi Hatice Duman’a müebbet hapis cezası verilmiştir.
Biz aşağıda imzası olanlar, gazetecilere yönelen bu baskının bir örneği olarak Necati Abay’ın hukuk dışı yöntemlerle 18 yıl 9 ay hapse mahkûm edilmesini vahim bir gelişme olarak görüyor, gazetecilere özgürlük tanınmasının halkın haber alma özgürlüğünün sağlanması anlamına geldiğini vurguluyoruz.


Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi



Solidarity with journalist Necati Abay

18 years and 9 months prison sentence for Necati Abay, Spokesperson of Solidarity Platform of the Imprisoned Journalists,

No evidence but conviction!


Necati Abay, author of Atilim newspaper and spokesperson of Solidarity Platform of the Imprisoned Journalists was sentenced to prison for 18 years and 9 months in relation with the case of Marxist Leninist Communist Party (MLKP) by Istanbul 12th Assize Court. It has been alleged in reasoned decision of the court that Mr. Abay is responsible for the coordination of cell houses in the structure of MLKP.
However, it is clear that this sentence has been given to Necati Abay for authorship activity in Atılım newspaper and his effective struggle in Solidarity Platform for Imprisoned Journalists as a spokesperson for 8 years and central role that he played in signature campaigns as an intellectual.
First, in justification of the decision it is exactly stated that: “even if a complete conviction occurred that the accused is the member of illegal MLKP organization, it has been understood that his direct connection and participation in activities committed under the case could not be determined..." As it can be seen, the court could not determine "the direct connection and participation" of Necati Abay with the organization. There is just a “conviction” on this way. That is to say, the sentence was given without evidence but conviction.
Second, only evidence which is provided for judgement of Abay, is the statement given by an accused during the absence of his lawyer. The accused has declared in the court later that he gave his statement under torture and he did not say anything about Necati Abay because he did not know him. The four line passage in new statement against Necati Abay is the fabrication of the police The police threatened Necati Abay when it arrested him because of his works in Atılım newspaper in February 2003 two months before it submits the abovementioned statement to the court on April 2003 as: “If you report bombing activities, you always be in trouble. If such news continues, Necati Abay, we can make you imprisoned any time. We shall decide when we make you imprisoned.” The logic here is clear: Abay is forced to self-censor by the police because of the broadcasting policy of Atilim newspaper. Since he rejected this, a conspiracy was organized for him. That is to say the sentence for Abay is sentence for the journalism.
Third, it very unrealistic that an author who acts in the glare of publicity from authorship of Atilim newspaper to many massive campaigns as an intellectual, works as “responsible for the coordination of cell houses". Abay has been tried to sentence in the basis of police record. Punishing professional efforts of journalists who are opponent to the system and government by linking these efforts with another type of activities have increasingly become widen used method. Pressures on Nedim Şener and Ahmet Şık happened in front of the public.
However, the more serious is the cases which are not in front of the public. The case of Necati Abay appears a typical example of disregarding freedom of expression of the journalist under the excuse of punishing other kind of offenses. As the court confessed that there is no evidence for the act that Abay was accused in its own justification, the only logical result is that Abay has been sentenced because of his activities as journalist.
Enormous punishments given to other journalists in recent period display that the situation moves toward a very serious point. Vedat Kurşun, owner of Azadiya Welat, was sentenced for 166 years, and Emine Demir, other owner of the newspaper, for 138 years, and Hatice Duman, former owner of Atılım newspaper, for life. We, undersigned, considers as a very serious event that the conviction of Necati Abay for 18 years and 9 months with unlawful methods as an example of the pressure on journalists and highlight that recognizing freedom to journalists means providing freedom of information.

Ankara Freedom for Expression Initiative


Långt straff för Fängslade journalisters solidaritetsplattforms talesperson Necati Abay
Tidningen Atılım-journalisten och Fängslade journalisters solidaritetsplattforms talesperson Necati Abay har inom ramen för MLKP-rättegångarna (Marksist-Leninist Komünist Partisi) fått ett fängelsestraff på 18 år och nio månader av en brottsmålsdomstol i Istanbul. Anklagelserna rör en påstådd koordinering av hemliga tillhåll för MLKP, något Abay ska ha ansvarat för. Emellertid är det uppenbart att Necati Abay har tilldömts straffet för sin journalistik vid tidningen Atılım, sitt effektiva arbete vid de Fängslade journalisternas solidaritetsplattform och sin centrala roll vid exempelvis namnunderskriftskampanjer i egenskap av en intellektuell.

För det första, motiveringen till straffet lyder enligt följande: ”trots att den svarandes ställning och kontroll i den illegala organisationen MLKP står utom tvivel så har direkta kopplingar till de angivna aktionerna inte kunnat styrkas…”. Som vi ser har domstolen inte kunnat klarlägga att Necati Abay har ” direkta kopplingar till de angivna aktionerna”. Det har bara förts fram en uppfattning om saken. Så utan att det har kunnat styrkas har uppfattningen presenterats som ett bevis, dock helt utan grund.

För det andra, det enda bevis som har lagts fram i åtalet är från när en misstänkt har talat i ett förhör utan att advokaten varit närvarande. Senare angav den misstänkte att han gav vittnesmålet under tortyr, men även att han inte har sagt något om Necati Abay då han inte känner honom. Med andra ord, de få passager i vittnesmålet som rör Necati Abay är polisens egna fabrikationer. Två månader före det att vittnesmålet ägde rum i april 2003 hotades Abay av polisen för sitt arbete med tidningen Atılım med följande ord: ”Om ni gör nyheter av bombdåd kommer ni att hamna i trubbel. Vi kan gripa dig närsomhelst om du inte slutar att skriva sådana här nyheter, Abay. Vi bestämmer när du blir gripen”. Logiken är glasklar: polisen försökte att driva Abay till självcensur på grund av tidningen Atılıms hållning. Då han har vägrat att bedriva denna självcensur har en komplott genomförts. Således straffas Necati Abay för sin journalistik.

För det tredje, som välkänd intellektuell i egenskap av journalist vid Atılım har Abay deltagit i flertalet olika folkliga kampanjer som har varit öppna för allmänheten. Att han skulle ha varit ”ansvarig för koordineringen av hemliga tillhåll” är därför bortom allt förnuft. Syftet är att straffa och misstänkliggöra Abay redan i polisens förundersökning. Att medvetet sammankoppla oppositionella journalister med brottsliga aktiviteter utanför yrket har blivit ett välanvänt sätt att försöka att tysta kritiska röster. Nedim Şeners och Ahmet Şıks situation har exponerats i medier inför ögonen på allmänheten. Värre är det med de fall som inte uppmärksammas. Necati Abay-rättegångarna är ett typexempel på när journalisters åsiktsfrihet kränks med ursäkten att de har begått andra påstådda brott. Domstolens egen motivering klargör att bevis för att anklagelserna stämmer inte återfinns. Den enda logiska slutsatsen är därför att han straffas för sina aktiviteter som journalist.

Den senaste tidens hårda straff visar hur desperat situationen är: tidningen Azadiya Welats ägare tilldömdes 166 års fängelse, den andre ägaren vid samma tidning fick 138 år, medan tidningen Atılıms före detta ägare Hatice Duman har getts en livstidsfängelsedom.
Vi som har undertecknat detta poängterar att förtrycket mot journalister, som illustreras av exemplet med Necati Abays orättvisa dom på 18 år och nio månader, pekar på en desperat situation där journalisters frihet och folkets rätt till fri information åsidosätts.

Ankara-initiativet för åsiktsfrihet

Översättning från turkiska Ekim Caglar

Sungur Savran
İsmail Beşikçi
Fikret Başkaya
Sibel Özbudun
Recep Maraşlı
Temel Demirer
Cemil Gündoğan
Şanar Yurdatapan
Hanna Beth-Sawoce
Sabri Atman
Sarkis Hatspanian
Fatime Akalın
Mahmut Konuk
Ragıp Zarakolu
Attila Tuygan
Şiar Rişvanoğlu
Yücel Demirer
Hüsnü Öndül
Sait Çetinoğlu
Ahmet Önal
Haluk Gerger
Sami Evren
Doğan Tarkan
Cengiz Algan
Yalçın Ergündoğan
İnci Tuğsavul
Doğan Özgüden
Adil Okay
Memik Horuz
Murad Akıncılar
Ali Ülger
Tayfun İşçi
Mehmet Özer
Hüseyin Gevher
Metin Uzunöz
Ramazan Gezgin
Murat Kuseyri
Emrah Cilasun
Aydın Doğan
Necmettin Salaz
Zeynep Tozduman
Aydın Çubukçu
Ali Kılıç